Yeryüzüne gönderilmiş bir fırtına kuşuyum. Ne kadar düzensizlik varsa hepsinin içinde kendimden bir parça bulurum Yeşilin en zehirli tonuyum yürüyemediğin o yolların yorgunuyum. İkinci kez yıkanamadığın nehirim kafamda kurmayı çok severim bu yüzden tanrının en büyük endişesiyim onu bir tek ben görebilirim. Yıldızların altında sevişen çiftin başı kesilecek olan elçisiyim. Bir doktorun iyi niyetli ameliyat neşteriyim eğer yardımım dokunacaksa seni de deşerim! Beyazın içindeki siyahım. Bu dünyadaki en şerefli savaş atıyım kahramanımı cenge götürür sonra da ordan kaçarım! Yapılması gereken yanlışlarınım. Yanına kalan hatalarınım ben bir yaratık avcısıyım canavara dönüşerek seni yaratıklardan sakınırım. İçtiğin yorgunluk kahvesinin telvesiyim beni tadamayacağın kadar sertim. Sert karakterimi ters çevirip yeterince yanımda beklersen sana geleceği gösteririm. Mutluluktan kurtulmak isteyen bir yazarın intihar silahıyım kapının önüne oturan Cemal Süreya'yım sokaklarda kendinden kaçan adamın lambalardan yansıyan gölgesiyim eşini aldatan psikoloğun kendine koyduğu yalnızlık teşhisiyim. Hatalarından ders çıkarmayı öğrenmiş bir medeniyeti simgelerim lakin hiç hata yapmadığımı irdelemenizi isterim.
Kurulu düzenin en sadist karşıtıyım eğer önüme çıkarsanız sizi de yanıma katarım ve hepinizi yatsıya kadar yakarım. En büyük kötülüklerimi en sevdiklerime yaparım benim kollarımda meleğe dönüşmelerini izler bundan zevk duyarım. Cehennemin yedi kat altındayım yukarı çıkamayacak kadar pişmanım. Karanlığın lorduyum aydınlığına engel olurum bütün öfkemi kalbime soğururum Şeytanın öldürmek istediği oğluyum öldürmek için sapladığı kara tüylerini bedenimden toplarım. İstediğim zaman seni etkileyebilirim aslında sadece seni değil hepinizi yenebilirim çok güzel sevişirim yataktan kalktıktan sonra bir anda değişirim.Perdeleri kırmızı Karaköy kerhanesindeyim duvarlarımın içinde buradan kurtulma umutları yok her gün yeni birinini gelip beni iliklerime kadar boşaltması tek istediğim. Etrafımda kırmızıyı göremeyince deliren bir boğayım. İstediğim her şey avuçlarımın içine dolsun isterim. Hepsini bir hışımla fırlatabilmek için onları ellerimde biriktiririm. Nemesis'in kılıcıyım adaletimi intikamla sağlarım. Gökten Ortadoğu'ya düşmüş bir barış bombasıyım kanatlarımı açsam hepinizi kurtarırım. Aynada kendimi izlerken bugüne kadar yaptıklarıma şaşırmışım gibi bakarım.Önümde eğilen dağları geçerim, bir sihirbaz gibi eğer canımı sıkarsan "kendimi kaybederim."
Kan nehirlerini aşarım azgın bir medcezir gibi taşarım. Dolunaya bakıp uzunca ulurum hiçbir şey umurumda olmadan uyurum. Detaylı soru sormayan büyüklerimin umuduyum...
Verilememiş sözlerin yeminiyim ayrılığın ertesiyim senin saçlarına düşme umuduyla aşağı atlayan bir yağmur tanesiyim. Aklıma geldiğinde zihnimdeki cümlelerin gittiği o boşluğum ve sonunda anlam kazandı bu yok oluşum... Bir anka kuşunun varisiyim, ölerek genç karısından kurtulma hayalleri kuran yaşlı bir zenginin(!) sürekli izlediği bahçesiyim beklentiyle gözlerine bakan bir dilek çeşmesiyim Aşkından dolayı ölümsüzlüğünden vazgeçmiş bir tanrının dünyaya gönderilmiş bedeniyim tüm sevilmemişlerin seveniyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder