23 Temmuz 2019 Salı

Kürenin içi

Ne yapıyorum ben? Kan basıncım arttı, damarlarım belirginleşti ve vücudum sıcaklaştı.Bir insanın kendi ile yüzleşmesinin bu kadar zor olabileceğini düşünmezdim.

- Neden yazıyorsun bunları? Derdin insanları etkilemek mi,egonu mu tatmin ediyorsun bu kadar gerçekçi yazabildiğini düşünüp.Yıllarca sorguladın okudun düşündün benden kaçabilmek için ne var ne yoksa yaptın bir süre başarır gibi de olmuştun ama işte sonunda kavuştun ilk aynada öpüştüğün kişiye,ilk aşkına. İkimizinde elinde masmavi ve içinde bulut beyazı rengi olan bir küre vardı hatırlıyorsun değil mi? Küremizin renginin gül kırmızısına dönmesine ve parçalara ayrılmasına izin veremezsin!

 berk insanlarla ilk defa ormanın derinlerindeki bir gölün kıyısında karşılaştı. Hareketleri ona çok garip gelmişti ve berk insanlar hakkında daha fazla şey öğrenebilmek için çalıların ardından merakla onların hareketlerini izledi.En çok ilgisini çeken arkadaşlarıyla gülüp oynayan ama savruk ve seken adımlarıyla arkadaşlarından bir an önce kaçıp gölün sakinliğini izlemeye gitme edasında olan bir kızdı.Kız, arkadaşlarından ayrılıp göle gitmeye başladığında berk onu sessizce takip ediyordu.Kızın bir anda göle düşüşünü gördü ve hemen gölün yanına gitti.Kız göle düşüp boğulmaya başladığında berk kızınhayatının kaybolup gidişini hissetmişti.İçgüdüsel olarak kızın bedeninden ayrılan hayat özünü mavi beyaz küresinin içine çekmesiyle kızın hatıralarından belli anılar ele geçirmişti. İlk oyuncak ayısının vahşi köpekler tarafından paramparça edilişini babasının aldığı bisikleti ve sevdiği insanları.. kızın duygularını korku ve kederden neşeye çevirebildiğini fark etti ve ölürken onu güneşin sarı ışıklarıyla aydınlattığı bir çayırın hayali ile büyüledi.
Kızın yaşamını küresinin içine çekerken aldığı zevkten çılgına dönen berk kendini hiç olmadığı kadar canlı ve mutlu hissetti ve daha fazla insan bulma umuduyla dünyayı gezmeye başladı.Avlarıyla oynamaktan büyük keyif alıyor,hayat özlerini çalmadan önce duygularını allak bullak ediyordu.Onları güzel manzaralarla büyülüyor,derin özlem sanrılarıyla etkiliyor ve bazen zihinlerinden saf kederden harmanlanmış rüyalar oluşturuyordu.
Kendisine ait olmayan hatıralar onu adeta sarhoş ediyor,başkalarının hayatlarında büyük keyif buluyordu.
Özlerini içine çektiği insanların hatıraları onu doğa dışı bir küreli öz hırsızı hakkındaki hikayelere götürdüğünde çok şaşırtmıştı.Daha fazla hayat özünü içine çektikçe kurbanlarıyla daha fazla bağ kurmaya başlamıştı ve aldığı bunca can yüzünden kendini suçlu hissetmeye başlamıştı. Hakkındaki efsanelerin doğru olduğundan korkmaya başlamıştı. o, zalim bir canavardan başka bir şey değildi. ancak uzun süre beslenmediği zamanlarda gücünün söndüğünü hissediyor ve bunu yeniden yapmak zorunda kalıyordu.
Berk yalnızca küçük miktarda hayat özü çalarak kendisini kontrol etmeyi denedi.İçine çektiği bir ya da iki hatıra kurbanlarının da hayatta kalmasını sağlıyordu.Bir süreliğine bunu başarsa da bitmek bilmeyen açlığının verdiği acıya dayanamayarak kendini kaybetti ve bir sahil kentinin hatıralarıyla kendine ziyafet çekti.
yaptığı hata nedeniyle büyük acı duyan berk kendini asla affetmedi ve hissettiği keder varoluşunu sorgulamasına neden oldu.Ardından dizginleyemediği arzularını kontrol etme umuduyla kendini orman mağaralarına çekti ve dünyadan soyutlandı.Yıllar sonra tekrardan ortaya çıktığında hayatın her yönünü kendi gözlerinden denemeye kararlıydı.Her ne kadar ara sıra biraz hayat özüne ihtiyaç duysa da içinde ki öldürme dürtüsüne engel oldu elinde mavi ve beyaz küre dışında kendisi hakkında hiçbir şey bilinmeyen berk, kendisi gibi başka birilerini bulmak için yola koyuldu.Artık ödünç hatıralar ve bilinmedik rüyalara bel bağlamayacaktı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lacivert sis insanın içini kaplıyor eşeliyor, deşiyor hoyratlığı, çalakalem yapılmışçasına sancıları acılı bir gülümseme, gıdıklanma gibi. M...